Türk inşaat sektörünün ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerinin analiz edilmesi son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Her şeyden önce inşaat, ulaştırma, imalat ve enerji alanlarında artan yatırımlar Türkiye ve dünya ekonomisini ileriye taşıyacaktır.
Yaşam Döngüsü Analizi Nedir?
Yaşam döngüsü analizi bir ürünün ana hammaddesinin kaynağından çıkarılıp; işleme, üretim, depolama ve son kullanıcıya teslim edilmesidir. Çevresel etkileri hesaplayan bir yöntemdir. İnşaat sektörü, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında küresel kaynak ve enerji tüketiminde %36-37 gibi bir orana sahiptir. Bu yüzden yaşam döngüsü değerlendirmek çevresel performans için en etkili yöntemdir.
İnşaatta Yeni Düzen
Yeni dünya düzeni taleplerinin, inşaat maaliyetini de yükseltmesi sektörde teknolojiye yönelmesini şart kılmıştır. Bu yüzden inşaat sektörü yeni bir sayfa açarak sektörün geleceğinin tamamen teknolojik gelişmelerle ilerleyeceği öngörülmektedir.
İnşaatta Değişimi Etkileyen Faktörler
Enerji tüketimiyle birlikte; malzeme üretimi, atık ve inşaat sahası faaliyetleri de küresel karbon ayak izini etkiler. Malzeme üretimi, sera gazı sentezine neden olur. Dünyanın en kirli endüstri malzemelerinden birisi olan çimento üretimi ton başına 900 kg karbondioksit emisyonuna sebep olmaktadır.
Karbon ayak izini inşaat sektöründe azaltmanın pek çok yöntemi vardır. Bunlardan en önemlisi “sürdürülebilir malzemeler” kullanmaktır. Çimento kullanımını beton üretimi için en aza indirgemek daha düşük karbon ayak izine sahip alternatif malzemelerin sürdürülebilir seçeneklerinin kullanılması önemlidir. Enerji tasarrufu da karbon emisyonlarında iyi bir gelişme sağlar. Özellikle inşaat makinelerinde enerji tasarruflu olanlarını kullanmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmek veya da atıkları azaltmak bu gelişim süresinde güzel bir adım olarak değerlendirebiliriz.
İnşaat teknolojisini göz önünde bulundurursak pek çok teknoloji mevcut. Örneğin özellikle son dönemlerde sık sık adını andığımız 3D yazıcılar. Malzeme kullanımını ve inşaat süresini aza indirir. Tasarımsal olarak düşündüğümüzde ise projelerde yeşil alanlar oluşturmak karbon ayak izini azaltarak hava kalitesini iyileştirmede yardımcı olacaktır. Bunlara ek olarak bu sektörde çalışanlara ve müşterilere karbon emisyonlarını azaltmak adına bilinçlendirmeliyiz.
İnşaat sektöründe karbon ayak izini azaltmak için uluslararası birliktelik gereklidir. İş birliği, bilgi ve teknoloji paylaşımı yapmak sektörün karbon emisyonunu azaltma çabalarını hızlandıracaktır ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemize yardımcı olacaktır.
Ek olarak imar, kullanım değişiklikleri binaların dayanıklılık özelliklerine müdahale eder. Yani sadece karbon ayak izini azaltmayıp bunun yanında can güvenliği açısından da pek çok faydası vardır. Buna ek olarak, mevcut tüm binalarda, enerji verimliliği iyileştirmeleri, elektriğe dönüşüm veya karbonsuz yenilenebilir enerjiyle çalışan bölgesel ısıtma sistemleri ve karbonsuz enerji üretimi kombinasyonu ile enerji iyileştirmeleri uygulanmalıdır.